Ana sayfa Köyümüz Albüm Üye giriş Konuk defteri İletişim Hizmetler Dosya indirme
Konuk Defteri  

Yıllar sonra selam yazalım kale mi kiralim
   - betonkaya, 09.10.2023

Mudanya dan selamlar..

Mudanya da bahar havası yaşıyoruz..
Yusufeli hepimizi üzüyor, yüreğimizi yakıyor..
Yazın ancak geliriz o zaman da muhtemelen Eski Yusufeli sulara gömülür..
   - cmustafagumus, 24.02.2023

yeni yusufelinden selamlar. eski yusufeli yavaş yavaş sular altında kalmaya başladı bir tarih sular altında kalıyor. görmek isteyenlere arkadaşlara duyrulur.
   - sanikor, 23.02.2023

Artvinden hayırlı günler
   - Cemal Akistanbullu, 09.11.2022

Artvinden hayırlı günler değerli oğdarlı dostlar her şey gonlunuzce olsun
   - Cemal Akistanbullu, 29.05.2022




EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Sisteme giriş  




 


Hala hesabınız yok mu? Hesap açmak için tıklayın.

Çevrimiçi  
Şu an bağlı olan kullanıcılar:
25 konuk ve 0 kayıtlı kullanıcı çevrimiçi.

Şu anda sitemizde konuksunuz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Aşıklar atışması

Gönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 26 Şubat 2019 Salı
Konu: Şiirlerimiz 

HASAN AKIN & SEDAT AYAR

Hasan AKIN ( Haşutlu)

Sıra bize geldi Paşalı Sedat
Ben Haşuttan diyem sen Oğdardan de
İster Şiker ister yaylayı anlat
Ben Haşuttan diyem sen Oğdardan de

Sedat AYAR (Paşalı)

Memleket hasreti bağrımı yakar
Ben Oğdardan diyem sen Haşuttan de
Yıllardır gözlerim yollara bakar
Ben Oğdardan diyem sen Haşuttan de

Hasan AKIN ( Haşutlu)

Hem Haşut hem Oğdar karlıdır şimdi
Yollar kapalıdır zorludur şimdi
Her taraf gizemli sırlıdır şimdi
Ben Haşuttan diyem sen Oğdardan de

Sedat AYAR ( Paşalı)

Oğdarın yolları kar boran olmuş
Dereler tepeler kar ile dolmuş
Virane oğdarım kuşlara kalmış
Ben Oğdardan diyem sen Haşuttan de

Hasan AKIN ( Haşutlu)

Şu an Vaşnikora teslimdir kara
Çalıkev nüfustan yana fukara
Uzan Duralardan Avazanlara
Ben Haşuttan diyem sen Oğdardan de

Sedat AYAR ( Paşalı)

Doğduğum evimiz çöktü çökecek
Harmanın bacası göçtü göçecek
Çayırı tumpları kimler biçecek
Ben Oğdardan diyem sen Haşuttan de

Hasan AKIN ( Haşutlu)

Kaşt mezrası dört haneden ibaret
Haşutla arası rampadır gayet
Aman sende deyip etme şikayet
Ben Haşuttan diyem sen Oğdardan de

Sedat AYAR ( Paşalı)

Lukeset uzakta kimse uğramaz
Ahoyu gezloru bir kul aramaz
Cabağet ıssızdır kimse duramaz
Ben Oğdardan diyem sen Haşuttan de

Hasan AKIN ( Haşutlu)

Ha gayret de gayret çıktım Haşuta
Sofrada sarı yağ yanda hasuta
Köyden Hansa gittim ordan Osuta
Ben Haşuttan diyem sen Oğdardan de

Sedat AYAR ( Paşalı)

Şikerin bağları kendinden geçmiş
Derenin suyunu bilmem kim içmiş
Yeni haber geldi kızılcık açmış
Ben Oğdardan diyem sen Haşuttan de

Hasan AKIN ( Haşutlu)

Haşutlu bu mevsim nedir bu heves
Uzaklaş şehirden kırılsın kafes
Yanına kar kalır aldığın nefes
Ben Haşuttan dedim sen Oğdardan de

Sedat AYAR ( Paşalı)

İkiyüz haneden kalmış beş hane
Gurbetmiş geçimmiş hepsi bahane
Dökülür gözlerden yaş tane tane
Ben Oğdardan diyem sen Haşuttan de

Sedat AYAR ( Paşalı)

Sedatı özlüyor efkar tepesi
Esse de çıkmıyor rüzgarın sesi
Okulun caminin gitmiş hevesi
Ben Oğdardan diyem sen Haşuttan de.

Hasan AKIN (Haşutlu)
Sedat AYAR. (Paşalı)-26.02.2019
Sayfayı yazdırmaya hazırla

CAZİ

Gönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 07 Şubat 2019 Perşembe
Konu: Gelenekler 
Yusufeli Halk İnanışlarında Cazi
İnsanların gözüne daha çok kedi veya örümcek suretinde görüldüğüne, loğusa kadınlara tayin (musallat) olup, yeni doğan çocukların ciğerini yediğine inanılan, kuyruklu insanlardır caziler. Cazi için “Kuyruklu” tabiri de kullanılır. Hüngâmek taraflarında ise “Poçikli” denir. Yusufeli’de en yaygın halk inancı, cazi inancıdır. Tüm Yusufeli’de bilinir. Cazi’nin tarifi yörelere göre pek farklılık göstermez. Hemen hemen her yerde tarifi aynıdır. Ve cazi üzerine, gerçekten yaşanmış olduğu söylenen sayısız hikâye, olay anlatılır.

Cazi insanların küçük (en fazla parmak boyunda) kuyruklarının olduğu ve kuyruğun yalnızca suyun içinde ortaya çıktığı söylenir. (Şüphelenilen kişiler suyun içine oturtup kuyruk çıkıp çıkmayacağına bakılırmış.) Bu yüzden cazi’nin bir adı da Kuyruklu’dur. Kedi suretinde görülen cazi’nin gözlerine dikkatli bakıldığında tıpkı insan gözleri gibi gözlerinin olduğu da söylenir. İki çeşit cazi olduğu ; bazılarının can aldığı, bazılarının da can almadığı, bunların sezgilerinin çok kuvvetli olduğu söylenir. Kendilerine yapılacak herhangi bir kötülük, şaka vesaireyi önceden sezerler, anlarlarmış. (örneğin : bir ziyafet üzerine davetsiz gelenlere şaka yollu “ziyafet olduğunu nerden anladın, cazi!” diye takılırlar.)

Cazi’nin kuyruğu sızladı mı birinin canını almak istermiş. Daha ziyade, çok sevdiği birinin ya canını alırmış, ciğerini yermiş, kanını emermiş ya da boğarmış.

Cazi’nin göze göründüğü suretini (büründüğü suret) öldürürsen, cazi kişinin de öleceği veya suretine ne yaparsan aynısının cazi kişiye de olacağı (örneğin: suretini döversen, cazi kişi de dövülmüş gibi olur vs.) söylenir.

Kaynak: Taner ARTVİNLİ; Yusufeli, Yusufeli Kaymakamlığı yayını, Ankara 2000
Sayfayı yazdırmaya hazırla

Yeni bir köylümüzü daha bulduk

Gönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 23 Ocak 2019 Çarşamba
Konu: Günyayla - Oğdar köyü ile ilgili yazılar 
Beteroğullarından Tevfik Çelik
Oğlu Ömer Lütfü Çelik.in oğlu
Mustafa Çelik i bulduk Zonguldak ta yaşıyor

Tevfik Çelik kahveci Bilal Çelik 'in babası Mustafa Çelik 'in kardeşi.
Bursa da yaşayan Hüseyin Çelik 'in amcacı. Tevfik Çelik

Hikayeyi Mustafa Çelikten dinleyelim

Babam ve kızkardeşi küçükyaşta anne ve babasını kaybediyor sonra bibisi tarafından okul çağınakadar bakılıyor tranzondanşeker fabrikasının sahibi yusufelili bir kişiye veriliyor sonra trabzonda ilk okulu okuyor fabrika sahibinin oğluyla tartışıyor bunun üzerine trabzondan zonguldağa geliyor tahminim 13 yaşındayken inzibat amirine gidiyo anlatıyor sonra babamı bekçi olarak işe koyuyorlar kızkardeşinide istanbulda bir doktor yanına vermişler kim olduğunu bilmiyorum fakat babam kardeşini arıyor ve Buluyor ismi fatma 3gün beraber kalıyorlar babam zonguldağa dönüyor ev tutup seni gelip alacam diyor sonra gidiyor kardeşin hastaydı deyip öldü diyorlar babam zonguldağa dönüyor vekalıyor.
Ömer Lütfü Çelik Doğum tarihi.09.05.1929.ölüm tarihi.23.06.1973.
Sayfayı yazdırmaya hazırla

Oğdar

Gönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 12 Ocak 2019 Cumartesi
Konu: Tarihçe 
Köyün eski adı Hun Kağanları Rua ve Muncukuk kardeşi, Attilanın amcası olan Hun Kağanı Oktarın adından ileri gelmekte olup, eski Türk erkek adlarından olan Oktar, "kuvvetli, yiğit, bahadır" anlamlarına gelmektedir. İlçeye uzaklığı 47 km. olup, ilçe merkezine olan bağlantısı Yusufeli-Artvin karayolunun 30. km.sinde Tarakçılar köprüsünden ayrılan stabilize yol ile sağlanır. Doğu, Batı, Ogeçe, Oyanki mahalle ve Yukarı mahalleler ile Aho (Ertuğrul), Avazan, Cevağet (Güldalı), Etüker (Yılmaz), Gezdur (Olukbaşı), Kanıakana (Yokuşlar), Kirtiyet (Buzlupınar), Lüküset (Dudacık), Orhangarin (İnişli), Şikâr (Başaran) adlı mezralar; Aşağı ve Yukarı yaylalardan oluşur. Kış aylarında fırtına ve tipinin eksik olmadığı, karla kaplanan 1950 rakımlı Günyayla köyünün merkezi, ormanların bittiği yerden başlar. Rakımın yüksek oluşu, geçim kaynaklarının kısıtlı olması sorununu doğurduğundan yetişen nesil okumaya, tahsil yapmaya mecbur kalmıştır ve de halkı göçe zorlamıştır. Genellikle emeklilerin ikamet ettiği köyde halk, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek seviyede çiftçilik ve hayvancılık yapar. Oğdarın patatesi meşhurdur. Kendine has örf ve adetleri olan köylüler gelenek ve göreneklerine oldukça bağlıdırlar. Köyde mazisi 150 yıla varan ünlü ihramlar örülürdü.
Sayfayı yazdırmaya hazırla

Gelin kaynana

Gönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 03 Aralık 2018 Pazartesi
Konu: Şiirlerimiz 

GELİN KAYNANA ATIŞMASI
Hoş galdun evuma guzel gelinum
Dizumun dibundan bir yera getma
Ben sanun anavam, san benum kızum
Nasihat edem da yabana atma
Yaşliyam evumun kapisi ortoh
Fistanum yamali, zubunum yirtoh
İşlari eluva alursun artoh
Meddarum kalmadi kusura bahma
Sabahun korunda yuhidan uyan
Kinanur burada fazla yuhliyan
Sabahloh hazirla karanoğinan
Sobayi yahmadan ahora getma
Dugaya yali ver eşaga oti
Mallara ey bah ki halumuz koti
Kaynatan uşutmiş, heyri yoh zati
Bir imdat yetiştun bir yera getma
Mallarun altuni eycami supur
Ahpuni ahordan dereya gotur
Dört tani inegi mala yetiştur
Suduni sağmadan nahıra katma
Nefessuz eva gal malun ardundan
Sobaya odun al çatmanun ordan
Kapiyi bacayi temizla kirdan
Koniyi komşiyi beyhuzur etma
Yataği yorğani ambara çihar
Evlari sil supur cecimlari sar
Camlari temizla odunnari yar
Tozlari almadan perdayi çakma
Haroya bah hele ekmek var midur
Yoh isa uninan tepuri endur
Tandori alavla pikali dondur
Eleği halburi almamiş etma
Tandori vuranda suyi da kaynat
Çaynigun içuna uç kaşoh dem at
Bir demli çay içah ellara inat
Kaynatan sevmiyer karanfil atma
Cincalma, evlaya yemek yetiştur
Sofraya kurulma biraz atiştur
İşlari edah ki ogumuz kıştur
Tazayam deyip ta yan galip yatma
Evlaloh yer yemaz bostannara get
Kartolun dibuna su getsun lir et
Galanda tumplardan biraz yaprah et
Koyuni kuziyi kenera atma
İkindi olmadan evuya yetiş
Na zaman biticah evudaki iş
Ustumuz başumuz perişan olmiş
Kanklari kuruna basmamiş etma
Ahşama siron et bizda adettur
Oğlum cip seviyer çaşur gatuttur
Kaynatav sofrada başa otuttur
Ayiptur adamdan cahilloh etma
Karanoh basmadan mallari kayir
Koçinan kuzinun yeruni ayir
Yaşliyoh bizlarda kalmamiş heyir
San yeni gelinsun bizlara bahma
Halumuz beyladur guzel gelinum
Akluma galdukça hatirlaturum
Na eyki saninan evlanmiş oğlum
De şimdi sozuvi, içuva atma
KAYNANA

ŞİİR:SEDAT AYAR
Sayfayı yazdırmaya hazırla

<   1112131323334353637383940414243444546474849505152535455565767778797107117   >