KETEVETİN AĞZI Yayın tarihi: 09 Temmuz 2008 Çarşamba, 1059 kez okundu. Konu: Gelenekler  KETEVETİN AĞZI Oğdar’ da yaşayıp ta Ketevetin ağzının kendinde hatıra bırakmadığı kimse hemen hemen yok gibidir. Ketevetin ağzı en sıcak kavuşmaların ifadesidir. Ketevetin ağzı en zorlu ayrılıkların ifadesidir. Ketevetin ağzı gözlerin donakaldığı, yüreklerin kıpır kıpır attığı müstesna bir yerdir.

Her Oğdar’lı köyünü terk ederken ketevetin ağzından gözleri dolu, yüreği burkuk bir bakış mutlaka fırlatmıştır Oğdara doğru. Hasretlerin başlangıç noktası, en uzak gurbetlerin kapanmaz kapısı, en zor ayrılıkların şahitlik yeridir ketevetin ağzı.

Ketevetin ağzı aynı zamanda hasretin bittiği, en içten kavuşmalara ılık rüzgarıyla cevap veren, en umutsuz insanların en mutlu günündeki sevinçlerine ortaklık eden yerler üstü bir yerdir.
Bu yüzden her Oğdarlıda ketevetin ağzının ayrı ayrı unutulmaz hikayeleri vardır.

Türkiyenin en uzak bölgesinden Oğdara doğru hareket eden bir Oğdarlı, ketevetin ağzını aşarken yaşayacağı duyguları içine sindirerek biner arabasına. Yüzüne vuran serin rüzgarı, kiremitli, saclı, sımsıcak oğdar evlerini görmeyi, beton köprüden rampalı yolla sağlık ocağının önünden geçmeyi, okulun bahçesinden sağa dönüp arabaya değen söğüt yapraklarına elle tutunmayı, Bilal eminin kahvesinin önünden geçip cami kapısında son bulan hasret yolculuğunun hayalini kurar her Oğdarlı.

Bütün bu güzellikleri yaşayabilmek için ilk önce ketevetin ağzını aşmak gerekir.
Çünkü o hayal kurulmadan hasretlik sona ermez. Ketevetin ağzından izin alınmadan Oğdara girilmez. O ilk görüşün mutluluğu yaşanmadan konu komşuyu görebilme lezzetine kavuşulmaz.

Ketevetin ağzı bir milattır.

Oraya gelmeyen Oğdarı gördüm diyemez, orayı dönmeyen Oğdardan ayrıldım diyemez.

HASRETİN BAŞLADIĞI YERDE HASRETİ BİTİRMEK İÇİN…
KETEVETİN AĞZINDA, OĞDARIN GİRİŞ KAPISINDA BULUŞALIM…

SEDAT AYAR