Ana sayfa Köyümüz Albüm Üye giriş Konuk defteri İletişim Hizmetler Dosya indirme
Konuk Defteri  

Yıllar sonra selam yazalım kale mi kiralim
   - betonkaya, 09.10.2023

Mudanya dan selamlar..

Mudanya da bahar havası yaşıyoruz..
Yusufeli hepimizi üzüyor, yüreğimizi yakıyor..
Yazın ancak geliriz o zaman da muhtemelen Eski Yusufeli sulara gömülür..
   - cmustafagumus, 24.02.2023

yeni yusufelinden selamlar. eski yusufeli yavaş yavaş sular altında kalmaya başladı bir tarih sular altında kalıyor. görmek isteyenlere arkadaşlara duyrulur.
   - sanikor, 23.02.2023

Artvinden hayırlı günler
   - Cemal Akistanbullu, 09.11.2022

Artvinden hayırlı günler değerli oğdarlı dostlar her şey gonlunuzce olsun
   - Cemal Akistanbullu, 29.05.2022




EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Sisteme giriş  




 


Hala hesabınız yok mu? Hesap açmak için tıklayın.

Çevrimiçi  
Şu an bağlı olan kullanıcılar:
4 konuk ve 0 kayıtlı kullanıcı çevrimiçi.

Şu anda sitemizde konuksunuz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

BENİM ACIM,SENİN ACIN

Yayın tarihi: 09 Eylül 2015 Çarşamba, 622 kez okundu.
Konu: Sosyal yapı 

Prof.Dr.Giyasettin DEMİRHAN

Bu yazı 21 Şubat 2015 tarihinde yazıldı. Köy görünüyor da köye ulaşmak için dolambaçlı yollar tercih ediliyor ya da gerçek yolları görmekte zorlanıyoruz. Durum böyle olunca her şey pahalıya mal oluyor ve kazanan yok ortada... Kaybeden ise çok ;(((
BENİM ACIM, SENİN ACIN... Koltuklarda Oturmakla Problem Çözülmüyor. Hayata İçinden Bakmak Lazım...
Acının da tarafı var ya... Ona şaşarım hep. Var tabi ki! Sana, en yakınına, ailene, dostuna ait acı tamamiyla sana aittir.
Öyle de; tecavüz edilip öldürülen kadının, bıçak saplanan öğrencinin, kurşun sıkılan askerin ya da sivilin, yol vermedi diye başı ezilen sürücünün, daha başarılı diye kıskanılan çalışanın, inançlı ya da inançsız diye dışlanan bireyin, giyiminden dolayı "tahrik oluyorum" düşüncesinin yarattığı baskının, dahası; insan olma çabası içinde olup acı çekenlerin acısı kime ait?
Öyle ya! herkesin acısı kendine... Nedense çoğunluk böyle düşünür ama yalnız kaldığında, hakkı yendiğinde, başına geldiğinde "Ah vah!" eder. İşte o zaman birbirimize olan sorumluluğumuz anımsanır. Oysa yaşamın her anı bu an...
Nejat İşler iyi demiş: Berkin'e sahip çıkmakla Alevi, Fırat'a sahip çıkmakla ülkücü olunmaz. Dahası, Demirtaş'ın sözünü onaylamakla kürt, Arınç'ın sözünü takdir etmekle muhafazakar, aydınlıktan söz edince Atatürkçü, liberallikten söz edince Amerikancı, özgürlükten söz edince solcu, kadın haklarını savunmakla feminist, çobanla birlikte çay içmekle cahil, Paris'te müze gezmekle entellektüel, vb olunmaz.
Diyelim ki olunur... O an için ol! Ne olur yani! Bunun özü insan olmak ama insan olmanın neresindeyiz önce ona bakmak lazım. Her sabah uyanınca, her akşam uyku öncesi...
Unutmamak lazım. En zayıf olan bireydir, en özgür olması gereken de... ama birbirimizden de sorumluyuz. Ne olursak olalım. Hayalci miyim nedir? Diyelim ki öyleyim!
Aklımız sermayemizdir. Mukayyet olalım. Söze gerek yok. Ben kadar, ailem kadar evime ve ülkemize aitim ama bir o kadar da dünyalıyım.
Nazım Hikmet zaten özetlemiş. Kimseye söz düşmez belki ama bu sıklık bitsin deme hakkı da olmalı insanın.
"Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim."
BENİM ACIM,SENİN ACIN | Hesap Yarat/Giriş Yap | 0 Yorum
Yorumlar gönderene aittir. İçeriğinden sorumlu değiliz.